Gözümüz Dışarda
7 Temmuz 2019Müşteri Sınıflandırması için Bir Yöntem
1 Ağustos 2019Başarılı bir şirketle başarısız olan arasındaki en belirgin fark yönetim becerisidir.
Bir şirketin rekabet avantajına-esnekliğine zarar vermesi pahasına peşinden koşulan “kurumsallaşma” söyleminin yerini “iyi yönetim”in alması gerekiyor artık. Ne için olduğu tam anlaşılamayan, şirket çalışanlarına etrafında toplanacakları bir ideal çizemeyen bu söylem, içeriğine zamanla yüklenmiş yanlış anlamlarla birlikte “şirket bürokrasisi” halini almış durumdadır maalesef. Bizim işletmelerimizin ihtiyaç duyduğu ise doğrudan rekabetçiliğe ve karlılığa katkısı olan “iyi planlama, iyi örgütleme, iyi liderlik ve iyi kontrol” yani netice olarak “iyi yönetim”dir.
Her işletmenin bazı kabiliyetleri vardır. Her şirket her şeyi başaramaz. Sahip olduğu insan gücü, teknoloji, üretim imkânları, finans gibi görünür ve görünmez sermayeleri, yaptıkları iş konusunda hem engel hem de itici güçtür. Önemli olan, bir şirketin mevcut kabiliyetleri ile neler yapabileceği, elindeki imkânları nereye kadar zorlayabileceği, uzun vadede ise kabiliyetleri nasıl geliştireceğidir. Yani kendi “iyi yönetim döngüsünü” nasıl çevireceğidir. Yönetim problemini aşmış bir şirketin aşamayacağı bir engel kalmamaktadır. Ülke kalkınmasının yolu, yönetimi, stratejiyi, insanı, pazarı, dünyayı iyi anlamış şirketlerin sayısının artmasından geçer.
Şirket ister pazarlamada disiplin oluşturmaya çalışsın ister üretimde Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemini kurmak istesin, ister muhasebede sağlıklı işleyen bir yapı ve rapor düzeni kurmak istesin, ister 5 yıllık istikametini tasarlamaya çalışsın, kendi gerçeklerine ve kabiliyetlerine göre mutlaka bir çözümü vardır. Yeter ki şirket üst yönetimi durumu idrak edecek bir kabiliyette olsun. Drucker’ın dediği gibi, sağlıklı yönetim, basamak basamak çıkılan bir merdiven gibidir, hangi adımı atacağınız, kaçıncı basamakta olduğunuza bağlıdır.
Kendi işletmesinin iyi yönetim çarkını çevirebildiği kadar başarılı olur her işletme. Kendi dinamiklerini kavrayamamış, kısa ve uzun vadeli planlarını uygulamaya dönüştürememiş, iyiye doğru giden bir örgüt mimarisi oluşturamamış, liderliği geliştirip, yaygınlaştırmak için çalışmalar yapmayan, neticede kontrolsüz, köksüz dalsız kalmış her işletme kurumsallaşma peşinde koşsa, esas ihtiyacı olan rekabetçilik konusunda bir fark yaratamaz.